Psikolojik ilk yardım, insanın kendi kendine uygulayabileceği yöntemleri içerir. Acı, üzüntü ve kaygı ruhumuza saplandığında ne yapacağımızı bilemeyiz. Böyle durumlarda profesyonel bir destek almak da elbette tercih meselesidir. Ancak faydanın en önce kendimizden geleceğini bilmemiz gerekir. Kadim öğretiler bize hep ışığın, yaranın kendisinden sızdığını söyler. Psikolog Tülay Kök, Psikolojik İlk Yardım kitabında kendi hikayesinden yola çıkarak kanser ve kemoterapi sürecinde yaşadıklarını anlatıyor ve size yakınlarınıza psikolojik ilk yardımda bulunabilmeniz için bir rehber sunuyor.

Özellikle bir kaybın ardından hayata dönmekte zorlanan insanların başucundan eksik olmayacak bir kitap Psikolojik İlk Yardım. İşte kitaptan altın gibi parlayan bazı satırlar:

– Bir insana onun kendine vermediği değeri verirseniz sizde bir kusur olduğunu düşünür. mesela satıcının on lira dediği fincana elli lira vermeyi teklif ederseniz ya sizin saf, yarım akıllı olduğunuzu ya da bu işte bir bit yeniği, art niyet olduğunu düşünür. sen neyin peşindesin diye sorar, kuşku duyar. insanlara da iyi niyetle, sevdiğiniz, özlediğiniz, kıyamadığınız ya da zor bir dönemden geçtiklerini düşündüğünüz için, beklediklerinin, tahmin ettiklerinin ya da kendilerine layık gördüklerinin cok üzerinde taviz verir, fedakarlık yaparsanız sizi samimi bulmazlar, iyi niyetinizden kuşku duyarlar ya da sizi cok değersiz ve kusurlu bulurlar. o yüzden insanların yaşadığı hayata, yaptıkları seçimlere bakarak kendilerine ne kadar değer biçtiklerini görün. kimseye onun kendine biçtiği değerin üzerinde bir değer biçmeyin.

– Çocuğa karşı anlayışlı olunur, çocuktan anlayış beklenmez. Çocuğun nazı kaprisi çekilir, çocuğa naz niyaz yapılmaz, sitem edilmez. Çocuklar küsüp saklanırsa, bulup gönülleri alınır, çocuğa küsülmez, mesafe koyulmaz.

– Duyguları içine hapsolmuş birine dünyanın en mantıklı cümlelerini kursanız bile ulaşamazsınız.

– Ne kadar sıkıntılı duruma düşerse düşsün, kimse kendine acınmasından hoşlanmaz.

– Kendinizi korumak için ne gerekiyorsa yapmalısınız, bunu unutmayın. Kötülükleri uzaklarda aramayın ve hiç üzülmeden gereğini yapın.

– Ben demiştim gerçekten zehirli bir cümle. Sanki haklı çıktığı için neredeyse sevinen bir insan gibi davranırsanız, sevdiğiniz kişiyle ayrı takımlara düşmüş olursunuz. Haklı olmanızın, böyle olacağını önceden bilmenizin ne size, ne ona ne de ilişkinize bir faydası var. Bunun sadece egosal bir tatmine hizmet ettiğini hiç unutmayın.

– “Moralini yüksek tut” son derece sahte bir söylem. Söyleyeni ilgili gösteriyor, duyanı sinirlendiriyor. Son derece baştan savma, verecek bir şeyi olmayanlara özgü cümleler: Moralini yüksek tutacaksın. Ufak tefek şeyleri kafaya takmayacaksın, olumlu düşüneceksin…

– Bir aylık ilişkisi biten biri ile on yıllık evliliği biten biri aynı derecede acı çekebilir. Bu durum kişinin mizacına, özgüvenine, ilişkiye yüklediği anlama, ilişkiden beklentilerine göre değişir. Bu nedenle ayrılık acısı çeken birine yardım ederken sabrınızın tükenme ihtimali büyük. Acele etmeyin. Bir zamanı var ve o zaman gelince kişi bunu atlatacak, zamanından önce değil.

– Az konuşan, çokça iş yapan ve samimi olan. Yaptığı iyiliği unutan ve kendinizi aciz hissetmenize asla izin vermeyen iyi ki onlar var.

– Acım bana göre biricik ve tek ihtiyacım olan şey acımın görülmesi. Çünkü gerçekten acılar paylaştıkça azalıyor, kıyaslandıkça değil.

– Anneler çocuklarının pek bir şey anlatmadığından şikayet ediyorlar ama aslında dinlemeyi bilirsek, herkes herkese bir şeyler anlatır. Hiç kimse üzüntüsünü içinde tutmaya meraklı değil. Ama üzgünken beni daha da üzeceğini bildiğim insana neden üzüntümü anlatayım, değil mi? İlk yardıma ihtiyaç duyarken, “Bana dokunmayın, doktoru bekleyeceğim” diyorsam, hatalı kurtarma sebebiyle sakat kalabileceğimi bildiğim içindir.

– Yapılabilecek bir şey olmadığını bilsek de, bir şeyler yapabileceğimize inanmak isteriz.

– Ayrılmaktan daha zor olanı insanın umutlarının, hayallerinin, geleceğinin çalınmış olduğunu hissetmesidir.

– Dünyaya sürekli güç ispati yapmak için yaşıyorsanız pişman olursunuz. Hayatınız yolunda gittiğinde, aşılacak engel olmadığında kendinizi huzursuz hissedersiniz. Çünkü acı yoksa gücünüzde yok gibi gelir.

– Karşınızdaki insanı gözlerinin içine bakarak, sözünü kesmeden ve ilk fırsatta kendinizi anlatmaya başlamadan dinleyebiliyor musunuz?

– Dertli birini dinlemek evi dolduran dumanı boşaltmak gibidir.

– Üzülmeniz gerekiyorsa üzülmek normaldir. Üzülmemiz gereken durumlarda üzülmüyorsak bir sorun vardır.

– Bir insanı yanlışları ile yüzleştirmek için olabilecek en yanlış zaman, onun acı çektiği zamandır.

Bu nefis bilgilerden sonra kendinize bir iyilik yapın ve mutlaka bir özel sağlık sigortası edinin. Özel sağlık sigortası, iç huzurunuzu sağlayacak, sizi her şartta güvende tutacaktır. Hemen teklif alabilirsiniz.

Okuma önerisi: 2022’de ruh sağlığımızı nasıl güçlendiririz?