İnsan Olmak, uzmanlık alanı psikiyatri olan Engin Geçtan (1932-2018) tarafından yazılan ve ilk kez yayımlandığı 1983’ten günümüze kadar defalarca baskı yapmış, okuruyla yapıcı ilişki kurmuş bir kitaptır. Birey ve Toplum, Ana-Baba ve Çocuk, İnsanlardan Korkmak, Öfke ve Düşmanlık, Değersizlik Duygusu, Kaygı, Sorumluluktan Kaçış, Yalnızlık, Ortakyaşam İlişkisi, Nevrotik Kısırdöngü, Yaşam ve Ölüm, Kendini Yaşamak gibi bölümleri olan kitabın önsözünde Geçtan şöyle der:

“Bu kitap, ortalama insanın davranışlarının gerisindeki dinamik güçleri meslekdışı okuyucuya tanıtmayı amaçlamakta ve yazarın otuz yıldır süregelen klinik yaşantılarının birikiminden yaptığı çıkarsamaların bir bölümünü içermektedir. Konuya yakın olanların kitabı izlerken zaman zaman Adler, Jung, Horney, Fromm, Rank, Boss, Binswanger ve Rado’nun izlerini fark edebileceklerini sanıyoruz. “Neden bu kuramcılar da, diğerleri değil?” sorusunun gerisinde yalnızca yazarın kendi öznel seçimi bulunmaktadır. Bir psikoterapist ancak, okuyarak öğrendiği kuramlarla kendi deneyimleri arasında bir bağlantı kurabildiğinde onları özümsemiş olur. Ama bu her bir kuramcının tüm görüşlerini kapsamayabilir. Üstelik bunlara psikoterapistin kendi yorumlamaları ve çeşitlemeleri de katıldığında kendine özgü bir yaklaşım ortaya çıkar. Çalışmalarını yalnızca bir kurama bağlı olarak sürdüren psikoterapistler bile, birikimlerini ve yorumlarını uygulamalarına katarak, kendi yaklaşımlarını geliştirirler. Dolayısıyla bu kitabın, öncelikle, yazarın insan davranışlarına kendi bakış açısını yansıttığı söylenebilir.”

2022’de ve sonrasında, ruh sağlığımızı güçlü tutmak için bize eksiksiz bir yol arkadaşlığı yapacak olan İnsan Olmak’tan önemli satırları sizlerle paylaşmak istiyoruz:

– Dünyada iki tür insan vardır: Yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler.

– İnsan kendine değer verebildiği oranda başkalarına da değer verir; diğer insanlara gerçek anlamda değer verdiğini hissettikçe kendisini de değerli bulur.

– Güçlülük, yürekli olmayı gerektirir. Yüreklilikse insanın kendi gerçekleriyle yüzleşebilmesini içerir. İnsanın kendine yabancılaşması pahasına kazanılan güç, gerçek güç değildir.

– İnsanın kendi sorumluluğunu üstlenmesi, bir başka insanın sorumluluğunu üstlenmesinden çok daha güçtür.

– Şöyle ya da böyle yaşanmalı diye bir model olmadığından, önemli olan insanın kendisiyle dürüst olması ve iç dünyasından gelen sesleri dinlemeyi öğrenmeye çalışmasıdır.

– Sürekli yakınan kimse hiçbir işe yaramaz. Sürekli kızgınlıkla yaşamak da bir tür uyuşturucudur. İnsanı hiçbir yere götürmez.

– Zaman bana bir insan hakkında bilgi sahibi olmanın onu tanımak anlamına gelmediğini öğretti.

– Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.

– İnsan hem yapan hem bozan, hem seven hem kıran bir varlıktır.

– “Yapamam ki!” gerekçesiyle gerçekleştirmekten kaçındığımız davranışların çoğu aslında yapmak istediklerimizdir. Yapmak istemediklerimiz zaten aklımıza gelmez.

– İnsan, varolduğu günden bu yana sürekli olarak, içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur.

– Kimse siyah ya da beyaz olarak nitelendirilemez. Aslında hepimiz grinin tonlarıyız. Kimimiz daha koyu, kimimiz daha açık. Beyaza çok yakın bir tonu tutturabilenlerin azınlıkta olduğunu biliyoruz.

– Normalliğin temel ölçütlerinden biri, kişinin kendisini iyi hissedebilmesidir. Bu ise yalnızca yaşamın sürdürülmesini değil, insanın dünya içinde kendine özgü bir yer edinebilmesini ve yaşamından doyum sağlayabilmesini de içerir.

– İnsan kendine değer verebildiği oranda başkalarına da değer verir; diğer insanlara gerçek anlamda değer verdiğini hissettikçe kendisini de değerli bulur. Kendisine değer vermeyen insan başkalarının duygusal ihtiyaçlarını da algılayamaz.

– Sevgi, diğer insanların seçimlerini kendi seçimlerimiz gibi sevebildiğimizde gerçekleşir.

– Kendini gerçekleştirme, kendini yaşamayı göze alabilecek yürekliliği gösterebilmeyi ve kısırdöngülerden özgürleşebilmeyi tanımlar.

– İçinde yaşadığımız dünyanın zor bir alan olduğundan yakınarak zamanı tüketmek yerine, onu ve gerçekleri kabul ederek savaşmak zorundayız.

Oldukça hızlı ve yoğun akan bir hayat yaşıyoruz. Sağlığımızı çoğu zaman önemsemiyoruz. En önemli şeyler son anda aklımıza geliyor. Kendinize tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırarak sağlığınızı güvence altına alabilir, geleceğe huzurla bir adım atabilirsiniz. Hemen teklif alın.