Gizli stres nedir? Sağlığımıza görünür ve görünmez ne tür etkileri olur? Stres hastalığa nasıl dönüşür? Duygusal stresin bedelleri nelerdir? Duygularımızı bastırmak bize neler kaybettirir? İçimizdeki bastırma dinamikleri nasıl çalışır? İnsanların yaşamlarını şartlandırma biçimleri hastalıklarına nasıl katkı sağlar? Dr. Gabor Maté tüm bu soruları, zihnimizle bedenimiz arasında bir ilişki kurarak son derece çarpıcı biçimde cevaplıyor kitabında.

Gabor Maté, 1944’te Budapeşte’de doğdu. 1956’da ailesiyle birlikte Kanada’ya göçtü. Yirmili yaşlarının sonlarında yerel bir lisede tarih öğretmeni olarak çalışırken, aniden tıp eğitimi almaya karar verdi. Doktorluk hayatı boyunca uyuşturucu bağımlıları, AIDS hastaları ve zihinsel engellilerle çalıştı. Maté, çoksatan listelerine giren ve yirmiden fazla dile çevrilen dört kitap yazdı. 2009’da Simon Fraser Üniversitesi tarafından verilen Alumnus Ödülü’nü kazandı ve 2011’de Northern British Columbia Üniversitesi’nden onur doktorası aldı. Yayımlanmış kitapları şunlardır: A New Look at the Origins and Healing of Attention Deficit Disorder (1999), Hold On to Your Kids: Why Parents Need to Matter More Than Peers (Gordon Neufeld ile birlikte, 2005), In The Realm of Hungry Ghosts: Close Encounters With Addiction (2009).

Vücudunuz Hayır Diyorsa: Duygusal Stresin Bedelleri; zihin ile bedenin etkileşimine, yaşam boyu hastalıkta ve sağlıkta duygularla fizyolojinin ayrılmaz bütünlüğüne dikkat çekerken, multipl skleroz, romatizma, kanser, Alzheimer vaka analizlerinden çarpıcı örnekler sunuyor. Yayınlandığı ilk günden bu yana ülkemizdeki pek çok okuyucuyu derinlemesine etkileyen kitaptan bazı önemli alıntıları burada paylaşmak istiyoruz.

– Ciddi bir hastalıkla boğuşan hastalarımın hemen hepsi yaşamlarının önemli bir alanında hayır demeyi öğrenememiş kişilerdi. – Bastırılmış öfke, bozuk bağışıklığa yol açar.

– Strese yol açan üç faktör: belirsizlik, bilgi eksikliği, kontrol kaybı.

– Alzheimer hastalarının yaşam hikayelerine ‘bastırılmış duygular’ damga vurmuştu.

– Neden kendinize, başka birine davranacağınızdan daha kötü davrandınız? Bir fikriniz var mı?

– Stresin fizyolojisi bedenlerimizi yavaş yavaş tüketiyor; bunun sebebi bedenimizin artık işe yaramaması değil, bizim onun gönderdiği işaretleri anlamaya artık muktedir olmamamızdır.

– Duygusal sinyalleri görmezden gelince, beden “Oldu o zaman, al sana fiziksel sinyal” der. Onları da görmezden gelirseniz, başınız gerçekten dertte demektir.

– İnsanlar kendi ruh hallerinin farkında olmadığından, kendilerini stresin sonuçlarından koruyabilmeleri de daha güç oluyor.

– Zayıf bir benlik duygusuna sahip insanlarda genellikle başkaları ile sağlıksız bir kaynaşma gerçekleşir.

– Kadın olgunlaşmamış bir adamla evlendiğinde, kocasına aynı zamanda annelik de yapıyor ve bu yüzden çocuklarına genişlik ve enerjisi kalmıyor. Yani annenizin sevgisi bakımından asıl rakibiniz kız kardeşiniz değil, babanızdı.

– Sıcaklığın ve şefkatin başarıyla hiçbir ilgisi yoktur: Başarı olsun olmasın, sırf anne-babanın çocukla arasındaki duygusal bağ sebebiyle sıcaklık ve şefkat doğar.

– Bedeni zihinden ayırarak kavramaya çalışırız. İnsanları büyüdükleri, yaşadıkları, çalıştıkları, oynadıkları, aşık oldukları ve öldükleri ortamdan soyutlanmış bir şekilde yaşıyormuş gibi tanımlamak istiyoruz.

– Kontrolcü olmak gibi doğuştan gelen bir insan temayülü yoktur. “Kontrolcü” kişilikte var olan şey derin anksiyetedir. İhtiyaçlarının karşılanmadığı algısına sahip bebek ve çocuk, her bir ayrıntıya ilişkin kaygı duyan, obsesif bir başa çıkma tarzı geliştirebilir.

– Nasıl hayır deneceğini öğrenmemiz engellendiğinde, bunu sonunda bedenlerimiz sonunda bizim yerimize hayır diyebilir. – Bastırma dinamikleri hepimizin içinde çalışıyor.

– “Negatif düşüncenin gücü” pembe gözlükleri çıkarıp atmayı gerektirir. Buradaki anahtar, başkalarını suçlamak değil, kişinin kendi ilişkilerinin sorumluluğunu üstlenmesidir.

– Dışarıda, ışığın altında yapılan bir arama bize sağlığın anahtarını vermez; karanlık ve bulanık bir yer olan içimize bakmamız gerekmektedir.

– Özerkliği baltalayan her şey bir stres kaynağı olarak yaşanacaktır.

Psikolojik ilk yardımı önemseyin. Şimdiye kadar sağlığınızı pek önemsemediniz. Ufak rahatsızlıkları hep görmezden geldiniz. Oysa zaman zaman bedeniniz size mesajlar veriyor ve bir şeyler söylüyor. Artık toparlanma ve kendinize bakma zamanı. Hemen bir tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırarak beden ve ruh sağlığınızı güvence altına alabilirsiniz. Bütçenize en uygun teklif alın.