İki büyük depremin yıkıcı etkisinin ardından çok sayıda kişi sosyal medyada ya da yerelde örgütlenerek deprem bölgesine yardım gönderiyor. Ancak bugün sosyal medyada paylaşılan videolarda deprem bölgesine gönderilen kutu kutu giysilerin bir çöp yığını oluşturduğu ve çamura bulunarak kullanılamaz hale geldiği görüldü. İnsani yardım lojistiği ve afet yönetimi uzmanları, deprem bölgesine yardımların organize bir şekilde ulaştırılması gerektiğinin altını çiziyor. İnsani yardım lojistiği ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Burcu Balçık, organize olmayan yardımların yarardan çok zarar getirdiğini vurguluyor.

“Organize olmamış hiçbir şey göndermeyin, TIR göndermeyin. Belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının çağrılarına yanıt verebilirsiniz, ancak evimizde ne varsa götürelim, araç gönderelim durumunun olmaması gerek” diyen Balçık, aksi takdirde gönderilen yardımların israf ve çöpe dönüştüğünü aktarıyor.

Aynı zamanda kullanılamayacak hale gelen bu yardımların yakılarak yok edilmesi gerekiyor.

Peki deprem bölgesine yardım eli uzatmak isteyenler bunu nasıl gerçekleştirmeli?

Önce para yardımı tavsiye ediliyor

Balçık, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için yardımların afet bölgelerinde tasnif edilmesi ve lojistiğinin sağlanması gerektiğini, bunun da bir emek ve organizasyon istediğini açıklıyor.

Bu yüzden organize olmadan, sahadaki sivil toplum kuruluşları (STK) ve resmi kurumlar tarafından talep edilmeden gönderilen yardımlar, afet bölgesindeki önemli ve acil çabaların önünü tıkayabilir.

Özyeğin Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden Balçık bu yüzden nakdi yardımın önceliklendirilmesi, uzun bir dönem takip edilerek yardım yapılması gerektiğini vurguluyor.

İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da afet sırasında daha çok para yardımının tavsiye edildiğini söylüyor.

Kadıoğlu, “O parayla yıkılan bölge ve etrafındaki yerlerden alışveriş yapılması gerekir ki yerel ekonomi çökmesin, iç göçler tetiklenmesin” diyor.

TIR gönderirken nelere dikkat edilmeli?

Afet yönetimi uzmanı Kadıoğlu, eğer illa ki TIR gönderilecekse şu etmenlere dikkat edilmesi gerektiğini aktarıyor:

  • Gönderilen malzemelerin oradaki ihtiyaçlara ne kadar denk geldiği göz önünde bulundurulmalı.
  • Bir TIR’ın bir liralık bir malzemeyi oraya ne kadara taşıdığı hesaplanmalı.
  • Gıda malzemelerinin gidene kadar bozulup bozulmayacağına karar verilmeli.

Afet bölgesine TIR gönderilirken düşünülmesi gereken en önemli unsurlardan biri, TIR’ların afet bölgesinde oluşturduğu trafik.

Organize olmadan gönderilen TIR’lar trafiğe yol açabildiği için ambulansların ya da arama ve kurtarma çalışmaları için bölgeye varması gereken vinçlerin hızla ulaşmasını engelleyebiliyor.

Kadıoğlu, TIR’ların afet bölgesinde oluşturduğu trafiğin göz önünde bulundurulmasının, bu yardımların tasnifi ve dağıtılmasının büyük işler olduğunu dile getiriyor.

Diğer yandan Kadıoğlu, “AFAD veya diğer kurumlar acil müdahaleyle o kadar yoğun ki bağış yönetimine vakit ayıracak durumları da yok” tespitini de yapıyor.

‘Kendi yetkinlikleriniz dahilinde yardım edin’

Bu sebeple Burcu Balçık da mutlaka sahada çalışan kurumlar ve STK’lar ile işbirliği yapılması gerektiğini aktarıyor.

İnsani yardım organizasyonlarının afet bölgesinde aylarca çalışacağını belirten Balçık, ayni yardımları uzun dönemde takip ederek ve organize olacak şekilde göndermek gerektiğini söylüyor.

Herkesin kendi yetkinlikleri dahilinde, bilgisayar başında da yardımcı olabileceğini söyleyen Balçık, şu şekilde sıralıyor neler yapılabileceğini:

“Tercüman ihtiyacı oluyor, yer çizenler derneği (Humanitarian OpenStreetMap Team) tarafından haritalanma aktiviteleri var. Nerede çalışıyorsak, kurumumuzda uzun dönemde ne yapılabileceğini konuşabiliriz. Biraz daha soğunkkanlılıkla ve yetkinliklerimizi düşünerek…

“Yazılımcıysak mesela, bebek bezi üretiyorsak, uzun dönemde orada nasıl yardım yapacağımızı STK’larla konuşarak karar verebiliriz.

“Bir STK’ya gönüllü olabiliriz; böyle bir felakette çağrıldığımız zaman aldığımız eğitimler dahilinde yardımın bir parçası olabiliriz.”

‘Afetzedeler de çalışmaların bir parçası olmalı’

Hızla yapılan yardımların en iyi yardım olmadığını, hatta başka felaketlere yol açabileceğini vurgulayan Balçık, özel bir yetkinliği olmayanların afet bölgesine gitmemesi gerektiğini de ekliyor:

“Kendini tutamayıp oraya gitmek isteyenlere de ‘Durun gitmeyin, yollar tıkalı, bir de sizi mi yatırmak, içirmek ve uyutmak konusunda kaynak harcayacaklar’ diyorum.”

O yüzden Balçık’a göre koli dağıtmak için gitmek de bir israf. Balçık, bu tarz işlerin afetzedeler tarafından yapılmasının psikolojileri için daha mühim olduğunu aktarıyor:

“Afetzedelerin bu tarz işleri yapamayacağı düşünülür ancak araştırmalar gösterir ki afetzedeleri de sürece dahil etmek çok kıymetli.

“Bir şeyin parçası olmaları, bir şeyi baştan kurmaları, yeniden inşanın parçası olmaları psikolojik olarak değerli.”

Kaynak: BBC Türkçe / Özge Özdemir