DASK yaptırmazsak ne olur? Önce bu önemli soruyla başlayalım. DASK, devlet tarafından zorunlu tutulan bir sigortadır. Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu düşünülürse, hayati sigortalardan biridir ve mutlaka hem ev sahiplerinin hem de kiracıların DASK poliçelerinin güncel tutulmasında sorumlulukları vardır. Şurası açıktır ki DASK, ev sahibinin yaptırması gereken bir sigortadır. Eğer kiracı yaptırmak durumunda kaldıysa, bunu kira ücretinden düşebilir çünkü dairenin sahibi değildir ve sorumluluk alanının dışındadır. Günümüzde bazı ev sahipleri DASK ile yeterince ilgilenmemekte, sigortayı yaptırmaksa kiracılara kalmaktadır. Bu çok ciddi ahlaki bir sorundur. Her geçen gün fay hatlarındaki gerilimden bahseden bilim insanları, büyük depremlere dikkat çekmekte ve birçok bölgemizde aralıksız deprem olmaktadır. İnsanların can güvenlikleri her şeyden önemlidir. Bu durumda ev sahiplerinin DASK’tan kaçınma gibi bir tavrı asla kabul edilemez.
DASK yaptırılmadığı zaman, mülk sahibi bazı haklardan mahrum kalır. DASK poliçesi olmayan bir daire; elektrik, su ve doğalgaz aboneliği yaptıramaz. Dolayısıyla bu hizmetlerden asla yararlanamaz. Aynı zamanda DASK sigortası olmayan evlerin satış işlemlerinde konut kredisi verilmiyor. Tapu sicil müdürlüklerinde ise DASK poliçesi olmaması halinde ilgili taşınmazların tapu devri yapılmıyor. DASK öncelikli olarak depreme karşı bir güvence sunarken, diğer taraftan bir mülkün sağlaması gereken temel hizmetler için de merkezi bir durumda bulunuyor. DASK, olası bir deprem sonrasında ortaya çıkan mali külfetin vatandaşların üzerinde kalmamasını sağlıyor. Oluşturulan fonla beraber ileride yaşanılacak depremlerdeki olası maddi zararlar için de önceden hazırlık yapılmış oluyor.
Bir deprem sonrasında, binaların DASK kapsamında değerlendirilmesi için bazı özelliklere dikkat ediliyor. Eğer bir binanın tapuda kaydı varsa ve o bina mesken olarak kullanılmak amacıyla inşa edilmişse DASK kapsamına girer. Doğal afetler sonrasında devletin yaptırdığı veya devletin sağladığı kredilerle yaptırılan binalar da yine DASK kapsamındadır. Bunların dışında, henüz inşaatı tamamlanmamış fakat bulunduğu arsa üzerinde daire başına düşen arsa tapusu (kat irtifakı olarak bilinir) olan binalar da DASK kapsamındadır. Tapu tahsisi henüz tamamlanmamış olan kooperatif binaları da yine DASK’a dahildir. Son olarak tapuda cinsi belirtilmemiş olması sebebiyle bağ, arsa gibi gözüken binalar da DASK kapsamındadır.
Bir de DASK kapsamına girmeyen binalar vardır. Özellikle binalarım kullanım amaçları ve halihazırdaki durumları, DASK kapsamına girip girmemelerini belirleyebilir. DASK kapsamına girmeyen binaları şöyle özetleyebiliriz:
- İnşaat sürecinde olan binalar
- Projeye aykırı şekilde yapılmış binalar. (Halk arasında malzemeden çalmak olarak bilinir)
- Taşıyıcı sistemleri zarar görmüş binalar. Kirişlerin zayıflaması, yer kazanmak için kolonları kesmek gibi.
- Köyde yaşayan kişilerin köy sınırları içinde inşa ettikleri binalar
- İş merkezi, iş hanı, eğitim merkezi binaları gibi ticari ve sınai faaliyetler için kullanılan binalar
- Resmi bir projesi olmayan ve inşaatında herhangi bir mühendisin görev almadığı binalar
- Kamu hizmeti için kullanılan binalar ve bunlara ait bağımsız bölümler
- Tapuda kayıtlı olmayan ve dolayısıyla özel mülkiyete girmeyen binalar
- Hakkında yıkım kararı verilmiş olan bakımsız ve terk edilmiş binalar
- Mesken olarak inşa edilmiş olmakla birlikte inşaat ruhsatı alınmamış olan binalar
DASK hakkında daha detaylı bilgi almak ve hemen poliçenizi yaptırmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.